“`html
El Kaide’nin Suriye’deki uzantısı olan Heyet Tahrir Şam (HTŞ) ile Suriye Milli Ordusu’na (SMO) bağlı silahlı birlikler, Suriye ordusu ve PYD/DSG’ye yönelik saldırılarına geçen hafta başladıkları yeni bir dalga ile devam ediyor. HTŞ grupları, Halep ve Hama yöresinde kararlı bir ilerleyiş sergilerken, Hama’nın dışındaki Suriye ordusu, müdahalelere karşı kendini hazırlıyor. Fırat Nehri’nin batısında yer alan ve PYD/DSG kontrolündeki Şehba bölgesindeki “Afrin Kurtuluş Güçleri (HRE)”, yaptıkları açıklama ile çekilmeye başladıklarını duyurdular. Bu çekiliş, Tel Rıfat ve Menbiç’ten, Fırat’ın doğusunda yaşayan binlerce sivilin Kobani (Ayn el Arap), Rakka ve benzeri bölgelere yönelmesine neden oldu. Rus savaş uçakları da İdlib’in merkezine yönelik bombardımanlarını artırmış durumda. Kentin birçok noktası hedef alınırken, maalesef çok sayıda sivil hayatını kaybetti.
HTŞ’ye bağlı silahlı gruplar, Halep’in büyük bölümünde hakimiyet sağlayarak kırsal alanlara doğru ilerliyorlar. Suriye ordusunun Hama’dan çekilmesinin ardından, kırsalda çeşitli köylerle uluslararası karayolunu ele geçiren bu gruplar, Hama’dan Humus’a doğru giden yolda engellenmeye çalışılıyor. Ayrıca, Irak’tan Suriye’ye girdiği iddia edilen yeni bir İran milis grubu ile birlikte Hama’da karşı saldırı hazırlıkları yapıldığı bildiriliyor. HTŞ destekli silahlı grupların gerçekleştirdiği harekât sırasında Halep’in Neyrab Havaalanı yakınındaki Tel Hasel bölgesindeki Hava Savunma Taburu Merkezi’ni ele geçirdikleri de belirtiliyor. HTŞ grupları, saldırılarında intihar dronlarını da kullanmaya başladı. Son günlerde Suriye ordusu üslerine yönelik patlayıcı dronlarla saldırılar düzenlendi ve bu durum, HTŞ ve SMO tarafından ele geçirilen ağır silah ve zırhlı araçların güvenli bölgelere taşınmasını sağlıyor.
İdlib’e yoğun hava saldırısı
Rusya, Suriye ordusuna ait savaş uçakları, HTŞ’nin kontrolündeki İdlib bölgesine yönelik hava saldırılarını artırdı. Hava saldırıları, özellikle kent merkezine yoğunlaşmış durumda. 22 uçağın katıldığı bombardımanda, İdlib’in pek çok noktası hedef alındı. Şu ana kadar yapılan saldırılarda 60’tan fazla kişi hayatını kaybederken, 300’e yakın yaralı olduğu bildirilmektedir. Hava saldırıları öğleden sonra da devam etti.
Kuşatma sonrası geri çekilme kararı
HTŞ’nin Halep’i ele geçirmesiyle daha önceleri Batı Fırat’ta bulunan ve Afrin, Tel Rıfat, Menbiç gibi yerleri kapsayan Şehba bölgesini kontrol eden PYD/DSG’ye bağlı Afrin Kurtuluş Güçleri (HRE), Suriye Milli Ordusu (SMO) tarafından gerçekleştirilen saldırılarla kuşatılmış durumda. HRE, kuşatma altındaki bölgelerde yaşayan sivillerin güvenliğini sağlamak amacıyla Tel Rıfat’tan çekilme kararı aldığını açıkladı. Bu çekiliş sonrası kasaba akşam saatlerinde SMO güçlerinin kontrolüne geçti.
Binlerce aile göç yolunda
HRE’nin açıklamasından sonra göç edenlerin, sığınmacı kampları da içinde olmak üzere, bölgeden ayrılmak için yola çıktıkları bildirildi. Afrin’den göç eden yaklaşık 200 bin kişinin Kobani, Tabka ve Rakka’ya yerleştirilmesi için hazırlıklar yapılmaktadır.
Silahlı gruplar da boşaltacak mı?
HRE’nin “Şehba bölgesinden çekiliyoruz” duyurusunun ardından, bölgeden ayrılmak isteyen birçok kişi araçlarıyla ve yürüyerek yollara döküldü. Ancak, bölgedeki silahlı güçlerin çıkıp çıkmayacağına dair belirsizlik devam etmektedir. Tel Rıfat’ın alınmasının ardından SMO’nun bir sonraki hedefinin Menbiç olduğu belirtiliyor. Bu konuda, bölgede ağır silahlarla desteklenen binlerce SMO üyesinin hareket halinde olduğu gözlemleniyor.
Halep’te pazarlık sürüyor
HTŞ’nin Halep’e hakim olması sonrasında, Halep Uluslararası Havaalanı’nı bir süre kontrol eden PYD/DSG gruplarının, kent merkezindeki Eşrefiye, Şeyh Maksut gibi mahallelerden çekilip çekilmeyecekleri konusunda belirsizlik sürmekte. HTŞ ve PYD/DSG grupları arasında görüşmelerin sürdüğü belirtiliyor. HTŞ kaynaklarından alınan bilgilere göre, Halep’teki PYD/DSG’ye bağlı YPG’li silahlı grupların güvenli bir şekilde çekilmesi için çok sayıda otobüs Halep’e gönderildiği ifade ediliyor.
Halep’te neler oluyor?
Mart 2020’de Rusya ve Türkiye, İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi’nde bir ateşkes ile birlikte iki ülke ordularının bölgeyi ortak devriye yapacağına dair anlaşma sağlamıştı. Şu an, bölgede Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) ait birçok gözlem noktası bulunmakta. Silahlı gruplarla Suriye ordusu arasında çatışmaların hız kazandığı bildiriliyor. Silahlı grupların ilk 48 saatte 20 kilometrelik bir mesafe kat ettiği söyleniyor. 29 Kasım’da ise HTŞ öncülüğündeki birliklerin Halep’in içine girdiği ve birçok kaybın yaşandığı iddia ediliyor.
Türkiye temkinli ama Şam’ı işaret ediyor
Kremlin’in sözcüsü Dmitriy Peskov, Moskova’nın silahlı grupların saldırısını “Suriye’nin egemenliğine bir saldırı” olarak değerlendirdi. Peskov, “Suriyeli yetkililerin bölgeye yeniden düzen getirmesi ve anayasal düzeni sağlaması gerektiğini” söyledi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli, Halep’teki çatışmaların gerginliği artırdığını vurguladı ve Türkiye’nin, gelişmeleri Suriye’nin birlik ve toprak bütünlüğüne yönelik önemine atıfta bulunarak takip ettiğini belirtti.
Kritik M5 yolu hedefte
Resmi kaynaklardan alınan bilgilere göre, silahlı gruplar, Halep ve Şam arasındaki önemli karayolu M5’in bir kısmını kontrol etmeyi başardı. M5, Suriye’nin Ürdün sınırına yakın bir noktadan başlayarak Halep’e kadar uzanan ana bir yoldur. İdlib’i kesen 450 kilometrelik bu yol, ülkenin en yoğun nüfuslu dört şehri olan Şam, Humus, Hama ve Halep’i birbirine bağlamakta. Savaş öncesi, Suriye’nin ekonomi üzerinde büyük bir öneme sahipti.
Bölgede hangi güçler bulunuyor?
Rusya ve İran, HTŞ destekli silahlı grupların Halep’in kontrolünü tamamen kaybetmesine sebep olacak yeni bir saldırı dalgası ile ilgili endişeli. İran Devrim Muhafızları’nın önemli bir komutanının Halep’teki çatışmalarda yaşamını yitirdiği öne sürülmekte. Rusya’nın hava saldırıları, Suriye ordusunun stratejik görüş açısından önemli bölgelerine yönelmiş durumda. Şam, bölgeye Rusya tarafından eğitilen özel kuvvetleri ve modern savaş makinelerini konuşlandırdı.
Türkiye-Suriye normalleşme çabaları
Bu saldırılar, Türkiye ve Suriye arasında normalleşme yönündeki çabaların hızlandığı bir dönemde gerçekleşiyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile görüşme isteğini dile getirmişti. Erdoğan, amaçlarının Suriye’ye barış ve huzur getirmek olduğunu belirtilirken normalleşmenin sağlanması için Türkiye’nin Suriye tarafına uzanan elini yineledi.
Rusya ile Türkiye arasında anlaşmazlık mı var?
Kremlin’in Suriye Özel Temsilcisi, Türkiye’yi Suriye’de “işgalci güç” olarak tanıdı. Ancak, bu durum Astana ortaklığı ile Moskova’nın Türkiye’yi açık bir şekilde tanımlamak istemediği bir dönemde ortaya çıktı.
“`