Türk Hava Kurumu (THK) Üniversitesinin, Türk Uzay Ajansı (TUA) koordinasyonunda başlattığı uluslararası projede, havadaki çöl tozu gibi çeşitli parçacıkların (aerosol), küresel iklim değişikliğine etkilerini ortaya koymayı hedefleyen cihazlar geliştirilecek.
Projede elde edilecek ölçüm teknolojileri sayesinde, uzaydan da ölçümlerin yapılmasıyla iklim değişikliği ile mücadele stratejilerinin daha doğru kurgulanması hedefleniyor.
THK Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Rahmi Er, AA muhabirine yaptığı açıklamada, THK Üniversitesinin uzay ve havacılık alanında üst düzey insan gücü yetiştiren tematik, ayrıca uzayda aktif uyduya sahip bir üniversite olduğunu ifade etti.
Üniversitelerinin faaliyet alanını daha ileri aşamaya taşımayı hedeflediklerini bildiren Er, bu kapsamda, Asya Pasifik Uzay İşbirliği Örgütünce (APSCO) 500 bin dolar bütçe ile desteklenen APSCO Aerosol İzleme Sistemi Projesi’nin üniversitelerinin yürütücülüğünde başlatıldığını duyurdu.
Projenin TUA koordinasyonunda ve APSCO Genel Sekreteri Yu Qi ile imzalanan anlaşma ile hayata geçtiğini bildiren Er, projenin üç yıl süreceğini belirtti.
Projede, iklim değişikliği ve küresel ısınma bağlamında yapılacak üst düzey araştırmalarla çeşitli önlemlerin hayata geçirilmesine olanak sağlanacağını ifade eden Er, “Proje ile bilim insanlarımız, küresel ısınmada etkisi olan havadaki aerosolleri izleyecek ve inceleyecek cihaz geliştirecek. Daha sonra bu çerçevede üst düzey teknoloji ile yapılacak uydu ile bunları dünyanın çeşitli noktalarından izleme imkanı elde etmeyi planlıyoruz.” diye konuştu.
“Aerosoller, sera gazları kadar bilinmiyor”
Projenin yöneticisi Uzay Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Uğur Murat Leloğlu da havada taşınan ve hareket halinde bulunan çok küçük katı veya sıvı parçacıklar olan aerosollerin insan hayatını çok değişik yönlerden etkilediğini ifade etti.
Dünyanın ısınması ve soğuması üzerinde aerosollerin etkilerinin bulunduğunu belirten Leloğlu, “Bu faktörlerden biri olan sera gazlarının etkisi, şu anki teknolojilerle kolayca modellenebiliyor. Fakat atmosferdeki aerosolleri o kadar da iyi bilmiyoruz. Aerosollerin modellerini oluşturarak rollerini daha iyi anlayıp küresel ısınmayı daha iyi yönetebileceğimizi öngörüyoruz.” dedi.
Leloğlu, doğrudan insan sağlığını etkileyen özellikleri bulunan aerosollerin bazı alerjileri veya bazı migren türlerini tetiklediğine dair çalışmalar yapıldığını, ayrıca aerosollerin bitkilerin yaşam döngüsünde ve okyanuslardaki canlılar üzerinde de etkilerinin bulunduğunu anlattı.
İklim tarafının ayrı önemi var
Bu parçacıkların çoğu zaman gözle görünmediğini ancak puslu havalarda hissedilebildiğini dile getiren Leloğlu, özellikle bahar aylarında sabahları arabaların camında görünen çöl tozlarının, bu aerosoller arasında bulunduğunu aktardı.
Konunun iklim açısından ayrı bir öneminin bulunduğuna dikkati çeken Leloğlu, şöyle devam etti:
“Şubat ayının başında havanın bu kadar sıcak olmaması, toprağın da bu kadar kuru olmaması gerekiyordu. İşte, aralarında çöl tozlarının da bulunduğu aerosoller, hem sıcaklık hem yağışlar üzerinde çok önemli. İklim değişikliği ve su krizi çağında artık bizim aerosolleri de çok iyi öğrenmemiz, çok iyi modellememiz gerekiyor. Sistemi ne kadar iyi anlarsak küresel ısınmanın etkilerini geri çevirmeyi de o kadar iyi başarırız. Aerosol parçacıkları arasında bulunan tozların bulut oluşumunda büyük rol oynadığını gösteren çalışmalar var. Suyun giderek azaldığı ama su ihtiyacının arttığı çağımızda, aerosolleri izleyerek bunların bulut oluşumundaki rollerinin anlaşılmasını kolaylaştırmaya çalışacağız.”
Leloğlu, yağmur yağdırmak için aerosollerin uçaklarla bulutların içerisine enjekte edilmesi gibi araştırma alanlarının bulunduğunu, dünya genelinde bilim insanlarının, doğru yerde doğru zamanda yağmurun yağmasını tetiklemek için çok çalıştığını söyledi.
Bu süreçlerin çok karmaşık olduğunu ve laboratuvarda her zaman deneyimlenemediğini belirten Leloğlu, “Biraz daha amiyane tabirle söylersek bulutların sağılması konusu şu anda araştırma aşamasında ama bir noktadan sonra bunlar standart operasyonlar haline dönüşebilir. Aerosollerin kullanım alanlarından bir tanesi de bu.” diye konuştu.
Bazen yağış yüklü bir bulutun, hiçbir yağış bırakmadan geçip gidebildiğini dile getiren Leloğlu, “O zaman gerçek süreci çok iyi izleyip anlamamız lazım ki yağmur için gerekli dokunuşu yapabilelim. İşte projede, aerosollerle ilgili doğru modelleri kurarak buradaki rollerini daha iyi anlayacağız. İleride bu operasyonları yaparken doğru adımları atabiliriz. Projemizin bu teknolojiye böyle bir katkı yapmak gibi bir çıktısı da var.” ifadelerini kullandı.
Cihazlarla karasal ölçümler başlıyor
Leloğlu, APSCO Aerosol İzleme Sistemi Projesi kapsamında aerosolleri izlemek için bazı optik cihazlar ve bazı algoritmalar geliştireceklerini belirtti.
Geliştirecekleri bu cihazlarla aerosollerin ölçümlerini yapacaklarını ve bunları sınıflandıracaklarını anlatan Leloğlu, “Oluşan bu cihazı da çeşitli ülkelere yerleştireceğiz ve zamanla büyüyen bir ağ haline getireceğiz. Dünyada hali hazırda bazı ağlar var. Özellikle NASA’nın öncülük ettiği bir ağ var. Fakat daha farklı, onların ölçmediği bazı parametreleri daha iyi bir şekilde ölçmeyi hedefliyoruz.” diye konuştu.
“Hava tahminlerinin başarısı yükselecek”
Prof. Dr. Uğur Murat Leloğlu, aerosollerin optik özellikleri ile ilgili modellemesinin yapılması ve geliştirilecek teknoloji ve cihazlarla izlenmesinin ardından ikinci aşamada benzer çalışmaların bu kez uzaydan ve de çok küçük uydular yardımıyla yapılmasının hedeflendiğini aktardı.
Toz taşınımlarına hava raporlarında yavaş yavaş yer verilmeye başlandığını vurgulayan Leloğlu, “Aerosollerin etkisi ortaya konduğunda, hava tahminlerinin başarısı da yükselecek. Tabii aerosollerin dünya ve canlılar üzerindeki etkileri daha iyi anlaşılacak ve iklim değişikliği ile mücadele stratejileri daha doğru olarak kurgulanacaktır. Ayrıca, geliştirilen teknolojiler, optik, meteoroloji, su kalitesi, uzay teknolojisi ve ilintili pek çok alanda kullanılabilecek.” diye konuştu.
THK Üniversitesi araştırmacıları dışında, Akdeniz Üniversitesinden Prof. Dr. Volkan Bakış ve APSCO üye ülkelerinden araştırmacılar da projeye katkı sağlayacak.